Pazar, Şubat 05, 2012

FİLMLER FİLMLER...



Kızlarla proje yapıyoruz, 26 Şubat'ta kırmızı halı geçişini ve Oscar törenini birlikte seyredeceğiz ertesi gün de işe gitmeyeceğiz. Züppeliğin dikâlâsı! Eğlencenin de...
Son zamanlarda gördüğüm filmleri yazmamışım. Şöyle toplu bir sıralama yapayım, günlük tutma halim eksik kalmasın.

Pedro Almodóvar'ın son filmi İçinde Yaşadığım Deri'yi gördüm. Almadovar filmlerine gitmek son senelerde bende kumar oynuyormuşum hissi yaratıyor; sevecek miyim, sevmeyecek miyim?
Dahası da var, konusu ilginç olabilir ama oyuncularını beğenecek miyim, ya da sevdiğim oyuncu olmadık bir konuda ziyan mı oldu acaba?
Bu defa da böyle karışık duygularla seyrettim filmi, sonunda da bir süre bu adamın filmlerine gitmeyeyim karar aldım.
Woody Allen de böyle... O da son senelerde riskleri olan bir yönetmen haline geldi benim için. Hep o eski bildik sakızı mı çiğneyecek yine, yoksa bu defa yine parlka bir damar mı yakalamış?
Neyse!
Bu insanların sanatçı olmak ve yaratmak eylemini her defasında sonsuz başarıyla tekrarlamalarını beklemek haksızlık, olacak o kadar.

Sonra merakla beklediğim bir film gördüm: Zenne.
Filmden hiç tanımadığım bir dünya hakkında bir şeyler öğrenerek, bazı hislere tanık olarak çıktım. Aklımdan şu geçti, Almadovar'ın filmini sapkınca değilmiş aslında, değil mi ki, yeryüzünde bazı insanlara böylesine baskılar yapılıyor... Nasıl ifade edecek bu insanlar kendilerini?
Tilbe Saran'a hayran kaldım, diğer oyunculara da ve bir ilk film olmasına rağmen olmuş bir film gördüm.

Çok reklamı yapılan Kurtuluş Son Durak, bende hayal kırıklığı yarattı.
Sanki, senaryo yarı yolda fikir değiştirmiş, ne olacağına karar verememiş bir film de, sonunu "hadi böyle bitirelim" gibi toparlamışlar.
Eğlendik eğlenmesine de, bişey kalmadı geride.

Sonra Demir Leydi var ve diyecek söz yok!
Meryl Streep benim için, oyunculuğun zirvelerinden biridir, yine de her seferinde ağzım açık izlerim ve her seferinde hayret içinde kalırım, nasıl bir yetenek bu, nasıl bir güç? Evet, bu rolün de altından kalkmış, muhteşem!

Görülecekken kaçırılmış bir bu kadar film daha var en azından. Melankoli var, Artist var, Berlin Kaplanı var, Utanç var...
Yakında !f İstanbul başlıyor, bilet bile bakmadım henüz.
Sonu yok bu işin azizim.
.

4 yorum:

  1. Of şükür "Kurtuluş Son Durak"a övgü düzmeyen biri çıktı. Hiç ama hiç sevmedim. Evet bazı sahnelerde güldüm ama hepsi o kadar. Tek olumlu oyum A.Mümtaz Taylan'a gitti.
    "Zenne", evet en çok Tilbe Saran'ın filmiydi sanki, anne olduğumuz için mi böyle yaklaştık acaba ama film çıkışı fuayede rastladığım Tilbe Saran'ın neredeyse boynuna atlıyordum, bereket kendimi tutup sadece kutlamakla yetindim.Beni çok etkiledi film, belki de galada oyuncularla izleyip o heyecanlı atmosferi yaşamamın da etkisi vardır.
    Demir Leydi'yi henüz izlemedim, izleyeceğim. Berlin Kaplanı konusunda kararsızım. Ata Demirer'i çok sevmem ben. Bakalım, denk gelirse belki onu da izlerim. Dediğin gibi bu işin sonu yok. Ama epeyce Oscar adayı film gördüm soğuklardan faydalanıp.
    Güzel bir Pazar dileğiyle...

    YanıtlaSil
  2. Leylağım,
    Ata Demirer sempatik gelmiyorsa, yapacak şey yok tabii ki. Bir komedyeni izlemenin en önemli sebebi, onun seni güldürmesi. Ata, daha bu kadar ünlü olmadan gençliğinde bizim çocukların okulunda gir gösteri yapmıştı, o günden beri severim kendisini. :)
    Filmler izlediğini okudum, imreniyorum valla!
    :)

    YanıtlaSil
  3. Aaaa ne guzel ben de geleyim mi Oscar partisine?

    YanıtlaSil
  4. Aa! Tabii ki!
    Sululuklarımıza katlanabilirsen!
    :)))

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!