çocuklarımın boyları bacak kadardı, yürürken ellerinden tutardım.
çocuklarla yürürken insan varacağı yere ne kadar sürede ulaşacağını bilemez, genellikle uzun sürerdi yürüyüşlerimiz.
kaldırımın kenarlarından, adım adım bordür taşlarının üstünden yürürler, adımlarına uyum sağlamalısınız.
bir kedi görürler, sevmek için dururlar. bir çiçek görürler, koklamak için dururlar.
hasılı belirli bir hedefiniz ve sınırlı zamanınız varsa, küçük çocukla yürümek sabır ister.
şimdilerde anlıyorum ki, aynı mesafeleri yaşlı insanla yürümek de uzun sürüyor.
tamamen çocuklarla aynı şeyleri yapıyor onlar da; çiçeğe böceğe bakıyorlar, bordürün üstünde zıplamıyorlar, ama yavaş yürüyorlar, ilgileri dağınık herşeye durup bakmak arzusundalar.
çocuğunuz gibi elinden tutmazsanız bile, aman ayakları takılmasın diye kollarına girmelisiniz.
bizim elimizden kim tutacak dersiniz?
*tekerleme, annemden öğrendiklerimden, çocukluğumdan.
Ben de çok düşünürüm bunu, en çok da çocuklarımla biryere giderken aklıma gelir. Sonralarım nasıl olacak, kim olacak yanımda yakınım da diye.
YanıtlaSilNe diyelim, inşallah hayırlı evlatlar olurlar.
ben sevdiğim arkadaşlarımla bir çiftlik kurmak istiyorum. Orada hep beraber yaşlanmak gibi bir hayalim var. Bir nevi kendi kendimize bakacağımız bir bakım evi gibi.
YanıtlaSilHayal işte =)
Blogcu anne,
YanıtlaSilSanırım, bizim neslin bizden büyükler için yaptıklarımızı, çocuklarımız bizim için yapmayacak.
Biz kendi başımızın çaresine bakacağız, artık...
:)
Özlemciğim,
YanıtlaSilİnan senin hayalin sadece "hayal" değil. Ben ve bir kaç arkadaşım da benzer hayaller kuruyoruz.
Belki komşu oluruz. ;)
Bi duygulandım ki şimdi o tekerlemeye ben...
YanıtlaSilbiz birbirimizin koluna gireriz diye umud ediyorum ben şekercim. ne dersin ? :)
YanıtlaSilçok güzel bir yazı . şuan anneannemin kollarından ben tutuyorum. yokuş aşağıya yada merdivende aşağı inmeye çalışırken hemen gidiyorum yanına giriyorum koluna .bu okadar güzel bir şey ki. ozman insan kendini güvende hissediyor. umarım zamanı gelidğinde benim çocuklarımda böyle olur :)
YanıtlaSilsevgiler
Leylağım,
YanıtlaSilKimbilir, çocukluk denen uçsuz bucaksız yurt'un neresine yolculuk ettin? :)
Şulem,
YanıtlaSil"Herhalde" diyemeyeceğim, "öyle mi dersin?" diyeceğim. ;)
Nesrinciğim,
YanıtlaSilSenden ne görürlerse onu yapar çocukların. Ne mutlu, anneannene ve sana. :)
Benden de sevgiler. :))
Bende zaman zaman aynı şeyleri düşünüyorum.Şimdi kızımın bebeğini büyütüyorum.18 Aylık birlikte parka gidiyoruz arabasında oturmak istemiyor yürümek ve herşeye dokunmak istiyor ..Aynı şeyleri çocuklarımı büyütürkende yaşadım.Zaman zaman bende düşünüyorum.Bakalım artık o günler geldiğinde neler göreceğiz.Allah sağlıklı yaşlılıklar nasip etsin
YanıtlaSilÖzlemciğimm senin fikrinde çok güzel her zaman aklımda olan bir düşünce banada bir oda verirmisin :)
Yalnız yaşayan ve yalnız öleceğini bilenlerin en büyük tasası bu son cümle işte...
YanıtlaSilBenimkinin yeni öğrendiği bir tekerleme de şöyle:
YanıtlaSilÜzüüm üzüm
Düzüüüm düzüm
Üzümlerde iki gözüm
Yaldır yuldur
Saldur baldur
Üzüm yersen elini kaldııır.
Elimizi tutanların bol olması dileğiyle...
Sevgili Giritli Kızı,
YanıtlaSilAman ne mutlu size, o bebekler gün gün büyüdükçe, bambaşka bir mutluluk kaynağı oluyorlar. :))
İnsan bebeklikle yaşlılık arasındaki benzerliği ve bir yandan da temel farklılığı görünce, "hayat sadece bu işte; büyümek ve ufalmak" diye düşünmeden edemiyor.
Virgilius,
YanıtlaSilSeni burada görmek ne güzel!
Yeniden yazmaya başlamana çok sevindim. Ayrıntılarla dolu yazılarını özlemiştim. :))
Kimbilir yaşadığımız zamanın bu döneminde belki artık, yaşlıların elini çocukları tutmasa bile onlar birbirlerinin elini tutacak?
Pembeciğim,
YanıtlaSilSağol iyi dileğine, canım.
Şimdilik senin elini tutacak bir özgür ruh var yanında. Gerisi Allah kerim! :))
hafızama yeni yeni kavuşuyorum, yavaştan hatırlıyorum geçmişimi. evet, blogunu hep takip eder ama çok nadiren yorum yapardım; çünkü fazla nezih bir atmosfer var burada:) söz gelimi bana hitaben yazdığın yorumunda geçen son cümle, yani "yaşlıların elini çocukları tutmasa bile onlar birbirlerinin elini tutacak" ifaden beni dehşete düşürmeye yetti:)
YanıtlaSilaçıkça söylüyorum: elli yaşıma geldiğimde elimden 25 yaşında bir çıtır tutsun, 60'ıma varınca da 18-20 arası afet nevinden biri. dert ortaklarım, arkadaşlarım ve en yakın dostlarım yaşıtlarım arasından çıkabilir ama elimden tutanlar ne olur öbürleri:)
görüyorsun ya, bunca nezahet bile beni susturamıyormuş:)
Virgilius!
YanıtlaSilİlâhi, çok yaşa sen! Sen susma zaten. :))
Şimdi gelelim şu söylediğin sözlerin adaletsizliğine. Siz erkeklerin doğa tarafından bahşedilen böyle bir şansınız var ki, 50'sinde 25'lik, 60'ında 18'lik çıtırın elinden tutmakları filan düşleyebiliyorsunuz. Oysa kadın böyle bir hayali fiile dökse, arkasından -hiç bir şey yapmazlarsa- teneke çalarlar.
O nedenle, bizim hayalimiz dengi dengine olmakla sınırlı kalıyor. Nezaketten değil, yani! :))
valla benim yaşlanınca yanımda dostlarımla ayvalıkta yaşama hayalim var. birbirimize yakın evlderde. sakin ve yavaş bir hayat... o zaman da kolkola uzun yürüyüşler yaparız gibi gelmişti ama sen "yok ben o sırada bahamalarda elimde de bir yakışıklının eli, geziyor olacağım" diyorsan, ona birşey diyemem tabi :P
YanıtlaSilŞulem,
YanıtlaSilŞu "Bahamalarda elimde bir yakışıklının eli, geziyor olmam" görün gerçek olsa da, zaman zaman Ayvalık'a gelir, seninle kol kola şarkılar söyleyerek yürürüm.
İşte o kadar! :))
Tabii ki, sizi de Bahamalar'a bekleriz. ;)