İnsanın öğrenmesi, hiç bitmiyor.
Hele hayatı deneyimlemek, her an nerdeyse, şaşırtıcı.
Ben, her yaşta çocuk olmayı sürdürdüğümüzü öğrendim, bugünlerde.
Sözettiğim, çocuksu olmak, çocuklaşmak, çocuk gibi davranmak değil. Bunları evet, yapıyoruz, yaşıyoruz. Konu o değil.
Benim ayırdına vardığım, yaşadığımız yıl sayısı ne kadar artarsa artsın, değil mi ki hayatımızda bizim üstümüzde bir nesil yani ebeveynimiz var, biz onların çocuğu olmayı sürdürüyoruz.
Çocukken onların yanında kendimizi nasıl hissediyorsak, aradan geçen onca zamandan sonra, onların yamacında yine o küçük çocuğun ruh haliyle yaşıyoruz.
Şimdilerde annemin ayağı kırık, yardımsız yerinden kalkamıyor, evinde yalnız kalamıyor ya, son üç gece onun evinde yattım.
Ve bu üç gece, o evde öyle rahat uyudum, öyle derin, öyle tatlı uyudum ki tarifi mümkün değil.
Ve bu üç gecenin herbirinin sabahında bu duruma şaşarak, tesadüftür diyerek, yine mi yine mi tesadüf bu da diyerek uyandım, mutluluk içinde.
Üstelik, bu ev, o yatak benim genç kızlık evim, odam, yatağım bile değil.
Sadece, ev anamın evi.
Daha önceleri -anamın evinden ayrıldıktan sonraları, diyorum- annemle aynı mekanda uyuduğum çok olmuştur. Yine de oralarda bu net ve doyurucu hisle uyuyup uyanmamıştım.
Bu farklı. Ana kucağında uyumak, bu.
Ben de koca bir bebeğim. İçerdeki odada annesinin uyuduğunu bilen, onun nefes sesleriyle uykuların en derinine dalan.
Hem de annem, bana ihtiyaç duyar ve ben ona bakar durumda iken bile...
.
şimdi okudum anneni. çok çok geçmiş olsun. kısa zamanda iyileşir inşallah.
YanıtlaSilanne evinde uyumaya gelince... şu yazdıklarına söylemek istediğim tek şey: biliyorum, biliyorum :)
benzer nedenlerle (annemin hastaliginda yaninda olma istegi) gecenlerde annemde yattim. hem de eskiden babam is gezisine ciktiginda yaptigim gibi yapip onunla ayni yatakta yattim. nasil hosuma gitti, tahmin edersin..."yaş kaç olursa olsun herkes ana kuzusudur" der annem. öyle işte :)
YanıtlaSilBen de bir keresinde, "Çocuk sahibi olmak büyütüyor mu insanı acaba?" diye sormuştum kayinvalideme, bir tarafımın hala büyümemiş olduğunu bildiğimden. O da annesinin bir sözünü söylemişti karşılık olarak: "Bir kadın annesini kaybedince büyüyor ancak". Anne yanında rahatlama, güvende olma duygusunu çoook iyi biliyorum:)
YanıtlaSilFatma.
...Geçmiş olsun demeyi unuttum. Hepinize çok geçmiş olsun, Ekmekçikız.
YanıtlaSilMüziciğim,
YanıtlaSilÖnce çok teşekkür ederim.:))
Sonra anne evi uykusu hafifliği duyguma katıldığın için, ayrıca memnunum.
:)
Şuleciğim,
YanıtlaSilNe kadar da benzer zamanlarda benzer duygular yaşar olduk, yahu!?
:))
Fatmacığım,
YanıtlaSilDiğer yazıdaki yoruma da yazdım ya, sesini duyduğuma çok sevindim.
:)))
Bir de şu söz beni çarptı, diyeyim, çok doğru.
"Bir kadın annesini kaybedince, büyüyor ancak."
"Bir kadın annesini kaybedince, büyüyor ancak."
YanıtlaSilBu söz, başlıbaşına bir küçük şiir! Bayıldım...
annesini kaybedince büyüyor
bir kadın ancak
Metin Bey,
YanıtlaSilDüz bir sözün "şiir" halini görmek için, sizinki gibi bir göz lazımmış. Sizin yazdığınız hali şiir olmuş, valla.:))
Bana hic oyle gelmiyor. :o( Ustelik de iyi anlastigimiz halde.
YanıtlaSilwww.elifsavas.com/blog
Anlayamadım Elif, anne yanında rahat uyunduğu mu sana "hiç öyle gelmeyen", yoksa anne kaybı sonucu büyüyen kadınlar mı?
YanıtlaSilUyumak mevzuu olsun, derim. Öbürsü, fena.
:))
Uyumak mevzuu tabii canim. :o) Annem hayatta, o yuzden oburunu bilemem.
YanıtlaSilBelki cok uzun zamandir uzakta yasamaktan ve biraraya gelinen zamanin biraz... nasil desem? "Artificial" olmasindan. Bir cesit zorlama, yeniden bir aileymisiz gibi. Cunku ben sanirim once Turkiye'de baska bir evde yasasaydim uzun sure, sonra baska ulkeye tasinsaydim boyle olmayacakti. Zaten ayri evlerde oturulmus olmaya alismis olacaktik. Ama universite zamaninda birlikte yasarken, birden senede bir gorusmeye gecince, tuhaf birseyler oluyor. Caresiz, bir uzaklasma hissi...En azindan bende oyle. Gelsin, onu mutlu edeyim istiyorum ama ozlemiyorum.
www.elifsavas.com/blog
Elifciğim,
YanıtlaSilAnacığının sağ ve sağlam olduğunu biliyorum, tabiiki.:))
Ben sadece, "büyümek" konusunda düşünce açısından mı kayılmadığın bir nokta var, acaba merakındaydım.
Özlemle ilgili olarak anlattıkların bana, daha çok senin bağımsız karakterinin, belki de bağımsızlıksever, bağımsızlık düşkünü karakterinin bir yansıması gibi geldi.
Özlem, insanı bağımlı kılar, ya!
:))
Yok, yok, annesinin olumu bir kadini hakikaten kadin yapabilir, o konuda hemfikirim. :o)
YanıtlaSilDediklerin olabilir. Biraz da uzun zaman uzaklarda yasayinca birbirini tanimaz oluyorsun. Her sene bir kere bulusmak yeniden tanismaya, alismaya yetismiyor. Degismissin, baska bir hayatin var. Onun icin de oyle. Bir de tabii kisa zaman cok mukemmel gecsin istegi var ki mumkun degil. Dogrusu o beni bagimsiz birakir ama ben ona karisayim ister. Biz hep o konuda didisiriz. :oP Sen karar ver, kendin hallet, sen nasil istersen derim, kiyamet kopar! Bizde isler biraz ters. Ben o bagimsiz olsun isterim. :o))))
www.elifsavas.com/blog
Anladım Elifciğim.:)))
YanıtlaSilHaklısın, zaman aralıklı görüşme ve uzak yollar ilişkileri farklı şekilde geliştiriyor.
:)