İki gündür hava kapalı, dün sabah yürüyüş yaparken başıma ince bir bere taktım. Bu sabah yürüyemedim, hiç olmadığı kadar geç uyandım, ondan. Neyse, sonra akşamüstü P.ciğim aradı, "anneme geldim hadi biraz yürüyelim" dedi, mahallede biraz turladık, iyi oldu.
Elena Ferrante'nin son romanı "Yetişkinlerin Yalan Hayatı"nı okudum bitirdim, Napoli Romanları dörtlüsü gibi keyifle okunan, akıcı, içine alan bir romandı. Şimdi bir başka İtalyan yazar var elimde, ilk kez okuyorum, bakalım o nasıl gidecek?
Dün gün boyunca bir diziyi seyrettim, başladım, başından kalkamadım, bitirdim. Bittiğinde kendimi dizi değil, adeta film izlemiş gibi hissettim, bir çeşit tamlanmışlık duygusu yaşadım.
Bugün tüm arkadaşlarımla onun hakkında konuşmak istedim. İstedim ki onlar da izlesinler, istedim ki onlar da sevsinler.
Diziyi duymuş olabilirsiniz, son günlerde popülerliğin zirvesinde çünkü "Bir Başkadır / Ethos"
Neymiş bu pek tavsiyeye şayan dizi derseniz, şuraya bir yazı bırakayım, bakarsınız.
Sonbahar uzun sürdü yine, bu gidişle birden kış bastıracak.
Artık yaz ve kış mevsimi geçişleri pek yumuşak olmuyor, aniden, hızla değişiyor...
Selam.
YanıtlaSilŞöyle sabah uyanıp yürüyüşe çıkmayı, ya da aksam üstü... Öyle özledim ki...
Ferrante'yi çok seviyorum ne yazsa okurum gibi geliyor. Henüz bu kitabını alamadim, sıra gelmedi...
Bizde bu gece bir bölüm izledik diziden.... Çok beğendim. Uzun zamandır boylesi Türk dizisi izlememiştim.
İyi geceler, selamlar.:)
Sevgili Okul Arkadaşım,
YanıtlaSilPandemi sürecinin en çok üzerinde konuşulan iki konusuna değinmişsiniz; kitap vitrine ilk çıktığından beri aklımı çeliyor, kapak tasarımı iyi hisler uyandırmıştı fakat gördüğüm üzere yazarı bir ben tanımıyormuşum ve üzerine epey de yazılmış, ama her siparişte tereddüt halindeydim, şimdi alınacak noktasına erdim, teşekkürler:) Dizilere uzak, Netflix'le alakasız biri olarak benim bile haberim olan diziye bir kez daha rastlamak... işte bu aklımı çelemedi:)
Sevgili Satırarası,
YanıtlaSilGün içinde yürüyüş yapmazsam enerjim ciddi şekilde düşüyor. O nedenle, maskemi takıp hiç değilse bir saat tenha sokaklarda yürüyüp dönüyorum.
Bir Başkadır güzel evet, sonraki bölümlerde daha çok keyif alacağınızı düşünüyorum. :)
Sevgili Okul Arkadaşım,
YanıtlaSilElena Ferrante çok ilginç bir yazar, kimliğini titizlikle korumasının altında çok iyi bildiği Napoli alt kültürünü anlatırken tanıdığı insanları korumak kaygısının olduğunu düşünüyorum. Karakter oluşturmayı ve onların analizini çok başarılı şekilde yapıyor.
Napoli Romanlarını okumaya niyet ettiyseniz toplam sayfa sayısı gözünüzü korkutmasın. Geçtiğimiz yaz bu kitapları önerim üzerine okuyan iki üç arkadaşımdan "bu romanları okurken yaz ayları nasıl geçti anlamadık" yorumunu memnuniyetle duydum. Malum, kitap önermesi kolay da sonucu riskli olabiliyor. :)
Diziye gelince, bu defa risk alıyor ve öncelikle sosyal medyada yazılanları boş verin, Netflix'e en azından deneme süresi için üye olun ve diziyi bir seyredin, sonra konuşalım diyorum. :)
İki pişti birarada. Ferrante'nin son romanını yeni okumaya başladım. Özlemişim sesini, katmanlarını, entrikalarını, Napoli sokaklarını. Napoli Romanları'nı çok severek okumuş, elimden bırakamamıştım. Bu da hızlı ilerleyecek gibi duruyor.
YanıtlaSilBir Başkadır'ı da dün bitirdik. Peşpeşe tüm bölümleri iki gece üst üste izleyince bende de diziden ziyade uzun metraj film izlemişim hissiyatı oldu. Özellikle diyalog metinlerini çok başarılı buldum. Diyalogsuzluk diyalogları...Keza çekimler, müzikler ve tabii oyunculuk. Beni rahatsız eden şey daha iki günde bombastik bir yükselişe geçip her yerden çok iyi/değmez diye pompalanması. Hemen o siyah beyaz keskin kırılım. Durun yahu. O kadar çabuk tüketmeye müsaitiz ki, hızlı tüketim malzemesi gibi. Halbuki üstüne konuşup düşünecek malzeme bol. Berkun Oya iyi işler yapmaya devam ediyor. Seviyor, takdir ediyoruz.
Sevgili Neslihan,
YanıtlaSilTam da öyle, romanlarını okurken duyulan bir sesi var Ferrante'nin. Nasıl ilerliyor anlamadan bitiverdim son kitabı da. :)
Bir Başkadır için o kadar çok yazı okudum ki hakkında uzun uzun yazmak istemedim, sanki. Üşendim mi diye düşünürken burada yazdığını okuyunca anladım, bu ani yükseliş nedeniyle oluşan tartışmalardan uzak durma arzusu kısaca yazıp konuyu kapatmama neden oldu, sanırım. :))
Berkun Oya'nın senaryosu olan Masum'unu da beğenmiş sevmiştim. Bu defa yönetmenliğini de takdir ettim.